Konyaaltı Sahili’ne ‘Alanya’ formülü

1051

Konuyla ilgili basında yer alan haber şöyle: Antalya Milletvekili Sadık Badak, bölgede faaliyet gösteren otellere, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) yoluyla halka açık şekilde kullanım izni verilmesi önerisinde bulundu. Antalya Defterdarlığı’nın 1999 yılında yap-işlet-devret modeliyle Konyaaltı Belediyesi’ne verdiği ve belediyenin de bir özel firmaya tahsis ettiği ve sözleşme süresinin sona ermesiyle boşaltılan Konyaaltı Sahili’ne ilişkin Milletvekili Sadık Badak öneri getirdi.

İLK KEZ ERKAN MUMCU ÖNERMİŞTİ
Badak, Akdeniz Bulvarı üzerinde 5 kilometre uzunluğundaki sahil bandında yer alan 300 bin metrekare alan üzerindeki alana ilişkin 1999 yılında Erkan Mumcu’nun Turizm Bakanlığı döneminde geliştirilen 6’şar metrekarelik büfeler, büfelerin önlerine 60-80’er metrekarelik şezlong ve şemsiye, aralarda 80-100’er metrekarelik boşluklar ve yine buraların da temizliğinin büfelerce yapılmasına yönelik modeli hatırlattı. Ancak bu modelde zaman içinde büfelerin kaçak olarak 150 metrekareyi bulacak şekilde gazinolara dönüştüğünü ve kamu vicdanını zedelediğini belirten Badak, Konyaaltı Sahili’ne göre çok daha yoğun ve hızlı kullanımın olduğu Alanya sahilinde uygulanan modeli Konyaaltı için örnek gösterdi. Badak, Alanya’da belediyeye verilen sahilin Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) aracılığıyla işletildiğini belirtti.
‘ALANYA BU İŞİ YILLAR ÖNCE ÇÖZMÜŞ’
Badak, “Hem Kleopatra hem Gazipaşa tarafındaki plajların kullanım izni Hazine tarafından belediyeye 29-30 yıllığına devredilmiş, belediye de encümen kararıyla ALTİD’e kiralamış. ALTİD plaj boyunca talipli işletmelere belirlenmiş prensipler çerçevesinde kiralıyor. Sözleşmenin şartları 6 metrekare büfeler, lavabo, şezlong, şemsiye ve halka günübirlik kullanımına açık yerlerin de temizlenmesi. Konyaaltı’nda 30’a yakın turizm işletme belgeli mevcut. AKTOB aracılığıyla bu otellerin oluşturduğu bir dernek de kurulabilir. Bu modelin Konyaaltı’nda bu oteller aracılığıyla uygulanabileceği kanaatindeyim. Önemli olan burada sürdürülebilir, halkın günlük kullanımını daha da rahatlatacak, büfelerin kaçak yapıya dönüşmeyeceği, günlük kontrolün yerel anlamda sağlanabileceği bir çözüm bulmak. İster Büyükşehir, ister Konyaaltı belediyeleri ister Özel İdare marifetiyle yapılsın. Bu önümüzde bir örnek. Sözleşme örneklerini de aldık. Tabi otellere tahsis değil, halka açık şekilde kullanım izni şeklinde olmalıdır” dedi