Alanya’da 582 bakanlık ve belediye belgeli tesisin 55’i kışın açık

936

 

2014 yaz sezonu başlangıcı ve bitişi itibariyle zor bir süreç yaşatsa da, gelen turist sayısındaki artış nedeniyle tüm olumsuzluklara rağmen kötü bir sezon değildi. 2015 sezonuyla ilgili ise, 2014 yaz sezonu sonunda Rus pazarından gelen olumsuz sinyaller ve WTM’de alınan İngiltere ve Avrupa pazarıyla ilgili ilk izlenimlere bakılınca, “Çok rahat geçecek bir sezon” diyebilmemiz mümkün görünmüyor. Kasım ayı itibariyle başlayan kış sezonunda ise geçtiğimiz senelere oranla ön rezervasyonlarda görünen artış ümit ediyorum ki stabil bir hale ya da gerileme noktasına gelmez. Kış sezonu konaklama sektörü, resort tesisler için zor bir dönem. Bir işletmenin 5 ay ya da daha fazla bir sürede kapalı kalıyor olması hem tesis/yatırımcı açısından hem de turizm ve dolayısıyla ülke ekonomisi açısından olumsuz bir durum. Bu süreçte öncelikle ciddi bir oranda personelin iş sözleşmeleri askıya alınıyor ki bu da sektördeki kalifiye iş gücü açısından değerlendirildiğinde hem çalışan adına hem de sektör adına ciddi sorunlar yaratmaya devam ediyor. Bu sektörde çalışmama, sektör değiştirme arzusunu da beraberinde getiriyor, çalışanlar açısından. Bölgemizde bulunan 582 bakanlık belgeli ve belediye belgeli tesisin 55’i kışın açık olup oranı ise yüzde 9’dur. (Bakanlık belgeli 302 tesisten 40’ı açık kalmakta oranı ise yüzde 13)

Tesislerimizin kapalı olduğu dönemde şehrimizde de bir boşluk, esnafta bir rehavet ve hatta onların da bu duruma ister istemez ayak uydurması sonucu genel bir durağanlık hakim.

Tabii kapalı olan tesislerimizde bir sonraki sezona hazırlık çalışmaları, sektörel eğitim faaliyetleri devam ediyor. Renovasyon çalışmalarının yanı sıra, müşteri memnuniyetini arttırmaya yönelik faaliyetler/yatırımlar da bu dönemde yapılıyor.

Açık olan tesislerimizde ise genel olarak amaç şu; eğer kapatmış olsa idik, bünyemizde istihdam etmeye devam edeceğimiz personel maliyeti, sabit giderlerimiz ve yenilemeye ve müşteri memnuniyetini arttırmaya yönelik harcayacağımız bütçeyi bir tarafa koyup, yani bu bütçeyi zaten harcayacağımızı kabul edip, operasyonel artı maliyetlerimizi karşılayıp karşılayamadığımıza bakıyoruz. Bu şu demek; açık tutmaya karar verdiğimiz andan itibaren öncelikle mevcut personelimizin neredeyse tamamını istihdam etmeye devam ediyoruz, operasyondan doğan (kapalı olduğumuz dönemi göz önünde bulundurarak) ilave personel, elektrik, yiyecek-içecek, enerji vb. maliyetlerimizi karşılayıp karşılayamadığımız konusu önem kazanıyor. Bunu gerçekleştirebiliyorsak, kış sezonunda başarılıyız anlamına geliyor. Ayrıca personelimizin sürekli istihdamda kalması bize kalifiye personel anlamında avantaj sağlıyor ki bu da bugünkü koşullarda hiç de azımsanmayacak bir avantaj. Kısaca ifade etmek gerekir ise, kışın tesislerimizi açık tutmamız, öncelikle personelimizde aidiyet hissiyatı oluşturması anlamında, bizlerin de kalifiye personel bulma sıkıntısının giderilmesi ve tabii tesislerimizin sürekli kontrolünün yapılarak yıpranma oranının ve süresinin azaltılması anlamında önem arz ediyor. Burada başka bir kar beklentisi söz konusu değil.

Kış döneminde tesislerimizin açık kalabilmesi için bölgemizde planlanan yatırımlar son derece önemli. Ayrıca kış döneminde açık ya da kapalı olalım, personelin ve yöneticilerin eğitilmesi, sektörel yeniliklerden ve gelişmelerden haberdar olabilmesinin sağlanması çalışmaları da önemli. Bu bağlamda bölgemizde bulunan başta konu ile alakalı sivil toplum kuruluşları olmak üzere, tüm tesis sahip ve yöneticilerinin de ortak bir çaba göstermesi gerektiğine inancımı ifade ediyor ve 2015 ve sonrası tüm sezonların olumlu geçmesi ve tüm sene boyunca devam eden bir turizm hareketinin kısa sürede gerçekleşmesi umudu ile iyi günler diliyorum.