Toplantıda ayrıca Avrupa-Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, Deutsche Post AG adına Warner Scheller ile Siegfried Vögele Enstitüsü adına Prof. Dr. Jürgen Hesse de birer konuşma gerçekleştirdi.
“TÜRK EKONOMİSİ 4 MİLYAR DOLAR KAYBETTİ”
Toplantıda konuşan Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, Türkiye’nin 50 yaş üstü turistlere gerekli önemi göstermediği için en az 4 milyar dolar kaybettiğini söyledi. Özellikle Avrupa pazarında 50 yaş üstü turistin giderek daha önem kazandığını belirten Baraner, şöyle konuştu:
”50 yaş üstü turistle ilgili olarak Türkiye gereği kadar ilgilenemedi. Başbakan’a bile kış aylarında turizmdeki kayıplar ile ilgili mektup gönderdim: Kış turizmi ve Best Ager ile ilgili çalışmaların eksikliğinden dolayı 4 milyar dolar kaybettiğimizi söyledim. Kendisi de bu uyarımla ilgilendi. Ama ne hikmetse bir türlü Türkiye Best Ager konusunda kurumsal olarak ilerleyemiyor.
Türkiye olarak milyonlara hayal kurduran bir ürün yelpazesine sahibiz. Tesisimiz, doğamız ve hizmeti en güzel şekilde verecek genç, eğitimli bir nüfusumuz var. Ancak bunu daha iyi organize edip, daha iyi bir şekilde sunmalıyız.”
Turizmin milyonlara ekmek yediren bir sektör olduğuna dikkat çeken Baraner, buna rağmen hükümetlerin turizmi hep ikinci sektör olarak gördüğünü, turizmin sorunlarının çoğu kez geçiştirildiğini öne sürdü. Turizmciden çok daha az yatırım yapanların sanayici diye el üstünde tutulduğunu söyleyen Baraner, “Biri gidip Bolu’da küçük bir tavuk çiftliği açıyor, başbakanlar, bakanlar gidip burada konuşma yapıyor. Bu kişilerin adı sanayici oluyor. Biz burada milyarları yatırıyoruz. Ama aynı ilgiyi görmüyoruz. Bizim adımız da turizmci arkadaş oluyor.
Sanayiciyiz diyenler kendilerine, en büyük yatırımcı diyenler gelsinler görsünler bizi. Gelsinler verdiğimiz vergileri, istihdamı karşılaştıralım, kim büyükmüş görelim. Bugün Türkiye’de 150 milyon Euro’ya mal olan ve içinde sigortalı olarak 500 ile bin 500 kişi çalıştıran tesisler var. Bunlar büyük yatırımlardır. Turizm, şu anda direkt 3 milyon, dolaylı olarak 5 milyon kişiye SSK’lı istihdam sağlayan bir sektör, ama ne yazık ki 3-5 milyon dolarlık yatırım yapan bir sanayici hükümet nezdinde daha ayrıcalıklı bir bakış açısına sahip oluyor” dedi.
“KRİZE ANLAM VERMEK ZOR; DOKTOR HASTA, HASTA AYAKTA”
Ekonomik krizden de bahseden Baraner, piyasalarda büyük bir tedirginlik olduğunu, bir hafta sonra ne olacağını kimsenin bilemediğini, bunun da turizmciyi tedirgin ettiğini vurgulayarak, önümüzdeki yıl gelecek turist sayısında bir artış olup olmadığının yeni katalogların piyasaya çıkması ile Ocak ayından sonra belli olacağını dile getirdi. Turist sayısında azalma olup olmayacağının henüz bilinmediğini kaydeden Baraner, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin artıları var. Bu öyle bir kriz ki krizi çözecek olanlar hasta, yani doktor hasta, hasta ayakta. Antalya ve Türkiye turizmcileri, son 20 yılı gerçek turizm yaparak geçirdik. Reel turizm yaptık. Verdiğimiz hizmet gerçekti, fiyatlar gerçekti. Hiçbir şeyi abartmadık, Şimdi bunun meyvelerini toplayacağız. Buraya tatile gelen insanlar önümüzdeki yıllarda tatile çıkmaya devam ederlerse, bu turistlerin yine geleceği yer Alanya’dır, Antalya’dır, Türkiye’dir.
Bu anlamda, turizmde yeni iki kavram da ortaya çıkıyor. Eskiden hayal satardık. Ama artık şimdi güven satıyoruz. Artık turizmde hayal satamazsınız. Artık güven satmak zorundasınız. Türkiye bunu çok iyi yaptı ve bu da en büyük gücümüz olarak görülüyor. Bu nedenle Türkiye’nin bu krizden en az zararla çıkacağını, hatta bu krizi fırsata dönüştürebileceğini düşünüyorum.”
Toplantı sonrasında İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Baraner, Türkiye’nin çok önemli bir turizm potansiyeline sahip olduğunu belirterek, hiçbir hükümetin turizme beklenen oranda yatırım yapmadığını, turizmcilerin sektörü kendi imkânlarıyla bu aşamaya getirerek büyük fedakarlık yaptığını söyledi. Turizm bölgelerinde hükümetin turizm master planları yapmasını ve buna uygun olanaklar sağlamasını isteyen Baraner, ne yazık ki şu ana kadar bunların yapılmadığını öne sürdü.
Turizm bölgelerinde 20 kilometre uzunluğundaki sahil şeridinde onlarca belde olduğunu söyleyen Baraner, “Birçok belde belediyeleri turizm konusunda yeterli bilince sahip değil. Özellikle turizm bölgelerinde belediye sayısının azaltılması ve planlamanın tek elden yapılması gerekiyor. Sahillerde 3 kilometrede bir belediye var. Bu durum büyük bir planlama kaosuna neden oluyor ve bunun bir an önce değiştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Baraner, İHA muhabirinin Gazipaşa Havaalanı’nın açılmasının bölgeye nasıl bir katkı sağlayacağı sorusuna ise, “Söylemeye çalıştığım ve hükümetin yapması gereken yatırımlardan birisi işte bu. Yılda 1,5-2 milyon turistin geldiği bir yöreye havaalanı yapmazsanız orada sıkıntı yaşanır. Eğer Alanya ve çevresine bir havaalanı yapılsa yörenin turizmdeki yıllık girdisi en az 500 milyon euro artar.
Bu çok önemli bir rakam. Onun için bu yöreye havaalanı yapılması şarttır. Orada tepe varmış, burada başka şey varmış gibi gerekçelerle bu iş ötelenemez. Orada tepe varsa, başka yere yapılır. Ama olmuyor. Açıkça söyleyeyim. 2 Milyon turist çeken böyle bir devasa destinasyon olana Alanya havaalanı konusunda kazıklanmıştır.
“ALMANYA’DA 50 YAŞ ÜSTÜ 29 MİLYON KİŞİ VAR”
Toplantıda Deutsche Post AG adına konuşan Warner Scheller ise, Almanya’da yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını anlattı. 55 yaşını geçmiş kişilere “best ager” denildiğini belirten Scheller, kendisinin de 65 yaşında ve iyi bir best ager olduğunu vurgulayarak, ”Best ager’im, 65 yaşındayım ve kendimi 49 yaşında hissediyorum” dedi.
Ülkelerdeki, dünyadaki demografik değişikliklerin iklim değişikliği kadar ciddiye alınması gereken bir konu olduğunu ifade eden Scheller, yaşlanmanın kötü, ama yaşlanmamanın daha kötü bir şey olduğunu belirterek, aktif yaşlanmanın desteklenmesi gerektiğini söyledi. Yaşlanan insanların ayrımcılığa maruz kalmasını ve yalnızlığa doğru bırakılmasının engellenmesi gerektiğini anlatan Scheller, yaşlı insanların homojen bir grup olmadığının da kabul edilmesi gerektiğine işaret etti.
Yaşlı insanların gelir düzeyinin daha yüksek ve hedeflerinin daha çok güzel, huzurlu yaşam olduğuna da vurgu yapan Scheller, Avrupa’nın, özellikle de Almanya’nın giderek yaşlandığını, önümüzdeki yıllarda bu oranın daha da artacağını dile getirerek, ”29 milyon Alman vatandaşının yaşı 50’yi geçti. Bunların sayıları önümüzdeki yıllarda da hızla artacak. 2050 yılında Almanya’da yaşayan insanların yarısı 55 yaşından büyük olacak” şeklinde konuştu.
Almanya’da 50-60 yaş arası 15 milyon insan olduğunu, 14 milyon kişinin de 60 yaş üzeri olduğunu belirten Scheller, Almanya nüfusunun yüzde 64’ünün 18 yaş üzerinde bulunduğunu söyledi. Turizmcinin, tatile yoğun olarak çıkan bu kişilere yönelik atraksiyonları artırması gerektiğine işaret eden Scheller, ”Daha yaşlı, alım gücü yüksek olan best agerler artıyor. Alım gücü düşük, ancak istekleri yüksek genç kesim giderek azalıyor. Bunun iyi bilinmesi ve değerlendirilmesi lazım” diye konuştu.
”BEST AGERLER TURİZMDE ÖNEMLİ POTANSİYEL”
Toplantıda Prof. Dr. Jürgen Hesse de, Siegfried Vögele Enstitüsü adına Almanya’daki best agerlerin tatil tercihleri ve ihtiyaçları hakkında yapılan araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Yaşlı turistlerin genellikle kendi içinde farklı özellikler içeren gruplar oluşturduğunu vurgulayan Esse, onların tercihlerinin kültür gezisi, sağlık gezisi, yürüyüş, temiz hava, doğanın tadını çıkarma, huzur bulma ve dinlenme gibi bölümlere ayrıldığını söyledi. 50-59 yaşındaki grupların genellikle Mayıs ve Eylül ayı, 70 yaş hedef grubunun çoğunlukla yaz aylarında seyahat ettiğini belirten Esse, bunun daha da açık hale getirilebileceğini kaydetti.
Alman best agerlerin genellikle yakın ülkeleri tercih ettiğinin de altını çizen Esse, 60-69 yaş arası grubunun yer tercihinde Türkiye’nin 5. sırada, 70 yaş ve üzeri grupta ise Türkiye’nin 10. sırada geldiğini belirterek, ”Türkiye, bu konuda İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerin önünde yer alıyor” dedi.
Best agerlerin seyahat nedenleri arasında önceki sayılanların dışında yiyecek ve içecek, yerel yemekler, tanımak, kültürel sunumları dinlemek, sanatsal etkinliklere katılmak, animasyonlar gibi aktivitelerin yer aldığını da ifade eden Esse, “Bu kişilerin tatil yapacağı yerlerde eczane, sağlık kuruluşları, kafe, restoran gibi unsurların kendilerine sunulması gerekiyor. Otellerde ve çevresinde, yaş gruplarına uygun oturma alanları, bina içerisinde onlara uygun bölümlerin olması gerekiyor” dedi.
Best agerler arasındaki gruplardan birinin, belki de en önemlisinin talep eden uzman gruplar olduğunu ifade eden Hesse, şunları kaydetti:
”50-59 yaş arasında talep eden uzmanlar grubu vardır. Bu grup, yaşlanma sürecini daha iyi bir yaşam standardı olarak gören, kendilerini uzman olarak tanımlayan ve çok talep eden kişilerdir. Bunların fiziki aktiviteleri de çok iyidir. Spor severler ve iyi yemekten hoşlanırlar, iyi marka otomobil kullanırlar. Klas otellerde, sessiz ortamlarda olmayı tercih ederler. Kültürel ve sanatsal etkinliklere çok ilgi duyarlar. Gittikleri yerlere iyi para kazandırırlar.”
Best agerler içerisinde içe dönük, evine düşkün bir grubun da olduğuna işaret eden Hesse, bu grubun genellikle 60-79 yaş arasındaki kişilerden oluştuğunu dile getirerek, ”Bunların çoğunluğu kadınlardır. Daha az eğitim görmüş, çalışmamış, çalışmışlarsa emekli olmuşlardır. Bunlar da tatil yapmayı seven bir gruptur” diye konuştu.
Turizmcilerin bu araştırmalara göre kendilerini yenilemesi ve pazarda önemli bir paya sahip best agerlerden daha fazla yararlanması gerektiğini vurgulayan Hesse, ”Best agerler çok önemli bir potansiyeldir. Turizmde önemli bir potansiyel olan best agerlerin beklenti ve ihtiyaçları belirlenip, ona göre hizmet sunulmalı ve tanıtım da buna göre yapılmalıdır” dedi